20 yıl öncesine göre çok daha yaygın uygulanan bir tedavi yöntemi olan ortodonti, son zamanlarda “gülümseme mühendisliği” olarak da tarif ediliyor. Çocukluğunda dişleri düzeltilmeyen bireyler için de vakit geç değil…
Bakımlı ve güzel bir yüz, gözalıcı bir gülümseme iş hayatında da, sosyal hayatta da gösterişli bir kartvizitten daha önemli günümüzde. Dişlerin ve çenelerin bozukluklarının düzeltilmesi, ön dişlerin daha öne getirilmesi ya da uzatılması, yan dişlerin yanakları destekleyecek şekilde dizilmesi çoğu kez estetik operasyonlardan daha doğal sonuçlar veriyor. Bu yüzden yüz estetiğine önem verenler; botoks uygulamaları ve silikon dudaklar için estetik cerrahların kapılarını aşındırmadan önce bir ortodontiste görünmeyi ihmal etmemeliler. Yaşla birlikte alt dişlerin de konuşurken görünür hale gelmesi, önceden önemsenmeyen çapraşıklıkları gözler önüne seriyor. Yine yaşla birlikte artan kemik erimesi özellikle çapraşık dişleri olanlarda daha vahim sonuçlar doğuruyor. Bütün bu nedenlerle, giderek artan sayıda yetişkin birey, estetik kaygıları olmasa bile ortodontik tedaviye gereksinim duyuyor.
Çocukla yetişkinin ortodontik tedavisi arasında fark var mıdır?
Prensip olarak çocukta da, yetişkinde de diş hareketi aynıdır, fark olmaz. Ancak bazı yan etkenler yetişkinin ortodontik tedavisini güçleştirebilir. Örneğin dişeti ve dişleri saran kemiğin sağlığı yetişkinlerde bazen bozulmuş olabiliyor. Dişin destek dokularının iyileşme kapasitesi yaşla birlikte azalıyor. Bu nedenle yetişkinlerin ortodontik tedavisinde çok hafif kuvvetler uygulamak gerekir. Fakat yetişkinlerin ortodontik tedavisindeki en önemli zorluk, okul hayatındaki çocuklardan farklı olarak, sosyal çevre ve iş hayatının diş tellerine katlanmayı psikolojik olarak zorlaştırmasıdır.
Yetişkinlerde kullanılan özel braket sistemleri mevcut mudur?
Dişlere yapıştırılan braketlerin içinden geçen tel geleneksel braketler kullanıldığında büyük bir sürtünme kuvveti yaratır. Sürtünmeyi aşarak dişi hareket ettirmek içinse fazla kuvvet uygulamak gerekir. Oysa buna mahal vermeyen, yani sürtünmeyi en aza indiren braket sistemleri geliştirilmiştir. Bu braketlere “kilitli” ya da “kapaklı” braketler denir. Buna ek olarak çok ince ve çok esnek tellerle çalışılır ve bu sayede dişeti ve kemik harabiyeti olan ağızlarda bile, dokulara zarar vermeden ortodontik tedavi yapılabilir.
Kilitli braketler sadece yetişkinlerde mi kullanılır?
Kilitli braketler geleneksel braketlerin kullanıldığı her durumda kullanılabilir, ancak kilitli braketlerin çok önemli avantajları vardır. Tedavi süresini 3-6 ay kadar kısaltabilirler, birçok olguda diş çekilmesine gerek kalmadan da çapraşık dişlere yer açabilirler, kontrol sıklığı 4-6 hafta yerine 8 haftadır ve diş hekimi koltuğunda geçirilen zaman çok daha kısadır, ayrıca tellere alışma döneminde ve kontrol randevularından sonra çok daha az rahatsızlık verirler. Bütün bu avantajlar kilitli braketleri çocuk ve ergenler için de çok cazip hale getirmektedir.
Şeffaf kilitli braketler de var mıdır?
Aynı geleneksel braketlerde olduğu gibi, kilitli braketlerin de diş renginde seramikten yapılmış olanları vardır. Ancak şeffaf braketler her zaman daha kırılgandır ve tedavi esnasında kırıldıkları zaman yenileriyle değiştirilmeleri gerekir. Bu durum tedaviyi duraklatacağından toplam tedavi süresini uzatır. Şeffaf braketler uzaktan bakıldığında dikkat çekmedikleri için bu dezavantajlarına ve daha masraflı olmalarına rağmen özellikle yetişkinler tarafından sıklıkla tercih edilirler.
Hiç görünmeyen braket var mıdır?
Dışarıdan bakılınca hiç görünmeyen braketler dişlerin iç yüzeylerine yapıştırılan “Lingual” braketlerdir. Bu braketlerin de kilitli olanları mevcuttur. Ancak lingual tedavi bazı diş bozukluklarında ve bazı diş yapılarında uygulanamamaktadır.
Lingual ortodontik tedavi hem diş hekimi, hem de hasta için daha zor bir tedavidir. Lingual braketler ağzın iç tarafında çıkıntı oluşturduğu için dili rahatsız ederler ve bazen konuşmayı hafifçe bozabilirler. Mekanik dezavantajları nedeniyle genellikle dış yüzeye yapıştırılan sistemlere göre tedavi daha uzun sürer. Dişlerin iç yüzleri daha düzensiz olduğu için yapıştırılmaları özel bir laboratuvar safhası gerektirir ve bütün bunlardan ötürü tedavi masrafı diğer sistemlerin en az iki katıdır. Ama yine de görünmeyen diş telleriyle tedavi olma fikri o kadar caziptir ki; özellikle yetişkinler lingual tedaviyi giderek daha sık tercih etmektedir.